29 Aralık 2013 Pazar

OKUL ÇAĞINDAKİ SPORCULAR





6-11 YAŞ:

Çocuklar için spor faaliyetlerinin yararları inkar edilemez.Sağlık açısından yararlarının yanında sportif faaliyetlere katılan çocukların ders notlarıda genellikle yüksek olur.Ayrıca spor bu çocukların genellikle sosyal zekalarını da geliştirir ve bu da kalıcı arkadaşlıklar kurabilmelerini sağlar.
Ortaokul ve liseye başladıklarında çocukların güven kazanmalarının özellikle kız çocuklar bakımından özel bir önemi vardır.Bu yaştaki kız çocuklar teşvik edilmeyecek olursa genellikle sporu bırakırlar.
 
   Okul çağına gelen çocuklar seçtikleri spora başlamaları için gerekli temel becerileri edinmiş olurlar.8 yaşından önce çocukların takım çalışması fikrini ve stratejileri paylaşmayı bütünüyle kavraması genellikle mümkün olmaz.Uzmanlar 12 yaşından önce çocukların yıl boyunca bir tek sporda uzmanlaşmasını önermemektedir.

   Çocuğun kendi tercihlerinin oluşması için ona diğer spor dallarınında gösterilmesi önerilmektedir.Genel gelişme sürecini tamamladıktan sonra kendilerini bir spor dalına adamalıdırlar..Bir çok büyük sporcuda bu süreçleri yaşamıştır.Örneğin tenisçi John Mc Enroe tenisin yanı sıra lisede basketbol ve futbol oynamıştı.San Antonio basketbol takımından Tim Duncan ulusal düzyde derece sahibi bir yüzücüydü ve lisenin sonlarına kadar basketbol oynamamıştı.

   6-8 yaş grubundaki çocuklar daha karmaşık spor becerilerinde ustalaşmaya başlarlar.Çoğu bir yandan koşarken aynı anda atma gibi iki beceriyi aynı anda kullanamıyor olsa bile,bu çocuklar artık büyüklere özgü atma ve vurma becerilerinin çoğu konusunda ustalaşmışlardır.Yüzmeyi öğrenmek veya iki tekerlekli bir bisikleti ustaca sürebilmek 6 yaşına gelmiş bir çocuk için önemli bir dönüm noktasıdır.
 
Bazı çocukların sporda maharet kazanmak için yeni oluşan becerilerini ugulamaları hayati önem taşır.Bu çocukların kavrama kabiliyetleri artık,hareketlerini nasıl iyileştireceklerini aktif bir şekilde öğrenebilecekleri bir noktaya gelmiştir.Örneğin futbol topuna nasıl vurulacağını öğrenen bir çocuk daha iyi vurabilmek için yapması gerekenleri artık kavrayabilir.Çocuklar pratik yapma konusunda gösterdikleri gayretle 9 veya 10 yaşlarında müthiş bir maç yapıncaya dek,bu becerilerini iyileştirmeyi sürdürebilirler.

  Aynı zamanda gelişen kas denetimi becerileri çocukların çok farklı spor türlerini denemelerini de sağlamalıdır.Çocuğunuz bir gün basketbol topunu sürme antrenmanı yaparken,ertesi gün beysbol topunu yakalama antrenmanı yapar.Bu yaşta en iyisi keyif almak, beceri edinmeye ve kazanmaya vurgu yapan organize  programlardan kaçınmaktır.Çocuğunuzu eğlenceli faaliyetlere katmakla,onu ömür boyu sürdüreceği bir fiziksel faaliyete teşvik edersiniz.

SPOR SEÇİMİ

Fiziksel ve duygusal bakımdan güçlü yönlerini esas alan spor faaliyetlerinin seçiminde çocuğunuza yardımcı olmalısınız.Eğer çocuğunuz kısa boylu ve zayıfsa, onu boy uzunluğuna ve beden ağırlığına dayanmayan sporlara ve diğer fiziksel faaliyetlere yönlendirmek iyi olur.Raket kullanılan sporlar,uzakdoğu dövüş sporları,futbol bu tür sporlara örnektir.

Beden yapısı daha geniş çocuklar için basketbol hokey Amerikan futbolu daha uygun olabilir.Aslında bu ince yapıya sahip çocukların bu sporlarda başarılı olamayacağı yada iri yapılı bir çocuğun karete yapamayacağı anlamına gelmez.Ne varki çocuğun beden yapısı bazı sporlarda kendisine avantaj sağlarken diğerlerinde sağlamayacağı kesindir.
Çocuklar ve anne-babalar doğal olarak sahip olunan güçlü ve zayıf yanları göz önünde bulundurmalıdırlar.
 
Spor seçiminde anne-babalar çocukların kişiliklerinide dikkate almalıdırlar.Yine,çocuğunuzun güçlü yanlarının ve tercihlerinin farkında olmak,çocuğunuz için gerçekten ‘’uygun’’ olan spor dalını seçmenize yardımcı olabilir.
Bazı çocuklar tıpkı kimi yetişkinler gibi başkaları ile çalışmak yerine tek başlarına çalışmayı tercih ederler.Bu çocuklar muhtemelen takım sporları yerine bireysel sporlardan hoşlanacaklardır.
 
BİR SPOR DALINDA UZMANLAŞMA
Bu yaş grubunda bir spor dalında uzmanlaşmak için çok erkendir.Uzmanlaşmanın bitkinlik,hayal kırıklığı ve sakatlanma gibi dez avantajları vardır.Bu yaşlarda tek bir spor dalına yönelmenin tek avantajı başarının sonu gelmez tekrarlara dayalı olduğu jimlastik yada artistik patinaj gibi fazlasıyla teknik spor dallarında söz konusu olabilir.
Ne varki bu spor dalları seçilmiş bile olsa,çocukların diğer sporları denemesi iyi bir fikirdir,zira çeşitli spor dallarını denemek çocuğun başarı şansını muhtemelen arttıracaktır.Örneğin epey bir koşma ve sıçrama gerektiren  futbol ve basketbol jimlastik ve artistik patinajda daha enerjik eylemlere dönüşebilir.

ÇOCUĞUNUZLA OYNAYABİLECEĞİNİZ OYUNLAR

*Çembere basket potasına veya belirlediğiniz hedeflere top atma alıştırması yapın.Bu el göz koordinasyonu için iyidir ve tenis voleybol raket topu gibi sporlar için gereklidir.
*Futbol veya plaj toplarına vurmak hareketlere ve toplam kas denetimine yardımcı olur ve futbol becerisinin gelişimi için yararlıdır.
*Kovalamaca gibi oyunlar oynamak hala bu yaştaki çocuklar için eğlencelidir ve çevikliğin gelişmesine yardımcı olur.
*Sopa veya raketle nesnelere vurma alıştırması yapın.çocuğunuzun raketle yumuşak bir tenis topuna vurmasını isteyin.

25 Aralık 2013 Çarşamba

KADIN VE EGZERSİZ -2


7) Egzersiz yapmanın kadın yaşantısında psikolojik ve ruhsal yönden ne gibi getirileri vardır?
Egzersiz süresi ve şiddeti ile ilişkili olarak vücudumuzdan endorfin dediğimiz bir hormon salgılanır. Bu hormon kişiye kendini daha iyi hissetme duygusu yanı sıra egzersiz bağımlılığı da yaratır. Dolayısı ile düzenli egzersiz yapan kişiler yapmadıkları günlerde kendilerini işe yaramaz, kilo almış, isteği, mücadele gücü düşmüş bir psikoloji de bulurlar. Egzersiz kişinin kendini daha güçlü, daha pozitif hissetmesini sağlar. Bu da kendine güven duygusu geliştirir. Depresyon ve stresle daha kolay başa çıkabilir. 10 dakikalık bir egzersizle bile ruh halini değiştirmek olasıdır.

8- Kişiler kendilerine uygun spor dallarını hangi kriterlere göre seçmeliler?
Öncelikle sevdiği, yapmaktan keyif alacağı bir aktivite türü olmalıdır. Daha sonra o branşa fiziksel uygunluğunun tam olması gerekmektedir. Spora katılmaktaki hedef de spor dalı açısından yol gösterici olacaktır. Boş zamanları arkadaş ve aile ile eğlenceli bir şekilde geçirmek hedefleniyorsa takım sporları öncelikli tercih olabilir. Eğer kas-iskelet sistemi veya eklem sorunları, aşırı kilo gibi sağlık açısından engel var ise kas-iskelet sistemine yükü azaltacak yüzme veya bisiklet çevirme gibi aktivite türleri seçilmelidir. Bu konuda spor hekimi veya spor uzmanından görüş alınması faydalı olacaktır.

9- Egzersiz yapmaya yeni başlayan kadınlar, egzersize başlamadan önce neler yapmalılar?
Kalp hastalarına bile egzersiz önerildiğini düşündüğümüzde yatağa bağlı kalınan bir hastalığınız yok ise herkes spor yapmalıdır diyebiliriz. Tabi ki kişinin yaşı, fiziksel kapasitesi veya uygunluğu ve de gereksinimlerine göre kişisel egzersiz programı düzenlenmelidir.Eğer bilinen bir rahatsızlığınız yok sağlıklı biriyseniz tıbbi bir muayeneden geçmeden rahatlıkla düşük tempo yürüyüşlere başlanabilir. Rahat bir ayakkabı ve hava şartlarına uygun giyecekler temin etmek yeterli olacaktır.

Daha önce kalp sorunu yaşadıysanız, ailenizde kalp veya şeker hastalığı hikayesi var ise, ailede 50 yaş altı erken ölüm var, daha önce bayılmanız oldu, aktivite sırasında göğüs veya eklem ağrıları hissediyorsanız, hipertansiyon, şeker hastalığı, astım gibi kronik bir hastalığınız var ise, gebeyseniz ve/veya sağlık durumunuzdan emin değilseniz egzersizden önce bir doktora başvurmakta fayda vardır.



10- Kadınların egzersiz sırasında uyması gereken kurallar var mıdır? Egzersizlerini hangi sıklıkta ve yoğunlukta yapılmalıdırlar?
Kadın erkek öncelikle egzersizle aşırı çabalama veya gayret sarf etmenin farklı şeyler olduğunu bilmemiz gerekiyor. Aşırı çaba sarf etme hem genç hem de yaşlılar için tehlikelidir. Egzersiz yaparken amaç kas ağrılarına sahip olmak değil yok etmek, sinirlenmek değil sakinleşmek, kalbi yormak, tüketmek değil dolaşımı artırmak ve düzenlemektir.

Bu yaklaşımla;
1- Amacımız kendimizi test etmek değil sportif yeteneklerimizi, kapasitemizi artırmak olmalıdır.
2- Egzersize başlarken aceleci olmayıp, her zamanki rahat tempomuzu hatırlayıp ona uygun bir tempo seçmeliyiz. Kendi ideal tempomuzu yakalayabilmek için de vücudumuza zaman tanımalıyız.
3- Yapılan bir egzersizi takiben belli bir süre sık solumak veya çarpıntı olması doğaldır. Fakat bunun bir kaç dakikadan fazla sürmemesi gerekir. Eğer sürüyorsa yaptığınız egzersizin şiddeti veya süresi sizin için fazladır.
Egzersizi ara sıra yerine düzenli (en az haftada birkaç gün) ve en az 10-15 dak, nabzımız yaşla ilişkili dakika da 120-140 arasında olacak bir şiddette yapmak idealdir.

11- Kadınlar için özel bir durum da hamilelik süreci. Hamilelikte egzersiz yapmanın anne adayına faydaları nelerdir?
Öncelikle hamileler kadın hastalıkları ve doğum uzmanının onayı ile egzersizlere başlamalıdır. Gebelik boyunca düzenli egzersiz yapan kadınlar daha kolay, daha kısa ve daha az komplikasyonlu/sorunlu bir doğum yapma şansına sahip olurlar. Bebekleri için kan dolaşımı, dolayısı ile beslenme ve oksijenlenmeleri daha iyi olur. Düzenli egzersiz yapan gebelerin bebekleri; aşırı sıcak, nem, stres gibi bir kısım olumsuz durumları daha az sorunla rahat atlatabilir. Gebelik süresince aşırı kilo alımı olmaz, bel vb. kas-iskelet sistemi ile ilgili sıkıntılar daha az olur.

12- Hamileyken egzersiz yaparken nelere dikkat etmek gerekir? Egzersizin sıklığını ve yoğunluğunu nasıl ayarlamalıdır?Düzenli, orta şiddet ve süreli egzersiz yapılmalıdır. Yürüme, germe egzersizleri (stretching), yüzme, ev bisikleti önerilebilir. Sıçrama, ani zorlama, tüplü dalış ve ani yön değişiklikleri içeren egzersizler önerilmez. Karın üstü egzersizler yapılmamalıdır. Aşırı yorgunluk veya beklenmedik yakınmalar olduğunda egzersiz kesilip doktora danışılmalıdır.

Egzersizden öncesi, sırasında ve sonrasında yeterli sıvı alınmalıdır. Beslenmeye özen gösterilmelidir. Aşırı sıcak ve nemli ortamlarda egzersiz yapmaktan kaçınılmalıdır. Kan şekeri düşüşünden etkilenmemek için egzersiz süresi 45 dakikayı geçmemelidir

24 Aralık 2013 Salı

KADIN VE EGZERSİZ -1



KADIN VE EGZERSİZ

1- Sporun insan sağlığı üzerindeki etkisi nedir?
Spor yaparak daha sağlıklı olabilir, daha iyi hissedebilir ve daha iyi görünebilirsiniz. Daha sağlıklı olabilirsiniz çünkü düzenli yapılan egzersiz, kalp - damar dolaşımını geliştirerek kalbin kanı vücuda daha iyi pompalamasını sağlar ve kalbi güçlendirir; kalp damar hastalığı olanlarda kalp krizi geçirme riskini azaltır. Yüksek tansiyon ve kolesterolün normal değerlere inmesini sağlar, tansiyon hastalığı olmayanlarda ileri de tansiyon hastalığı ve damar sertliği gelişme riskini azaltır. Düzenli spor ile şeker hastalığında şeker düzeyleri kontrol altına alınabilir ve ilaç gereksinimi azaltılır, ayrıca bu hastalığın ilerlemesi ile ortaya çıkan göz, sinir sistemi ve böbrek hastalıklarının oluşma riski de azaltılabilir. Akciğerlerin kapasitesi artarak daha iyi ve yeterli solunum sağlanır ve böylece beyne ve diğer tüm organlara yeterli oksijen taşınabilir. Egzersizler ile kemikler, kaslar ve eklem çevresindeki yapılar güçlenir. Spor, kas ve kemik yapısının zaman içinde zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon üretimine katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici yöntemdir. Spor yaparak yaşamın getirdiği stres ve yorgunluk gibi sorunlarla daha iyi başa çıkılabilir. Kendine güven artar. Yorgunluğa karşı insanı daha dayanıklı kılar. Daha enerjik olmayı ve böylece çalışma hayatında daha başarılı olunmasını sağlar.

2-Egzersizin kadın yaşamındaki yeri ve önemi nedir?
Kadın-erkek fark etmeden egzersizin yaşamımızdaki yeri ve önemi insanın yaşamını sürdürmesi için fiziksel olarak aktif, güçlü, mücadeleci olması gerekliliğinden başlar. Kadınların günlük yaşam aktivitelerini (ev, çocuk, iş) hakkı ile yerine getirebilmeleri için fiziksel olarak yeterli, sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir. Sadece yaşamı sürdürmek için yapılan sınırlı aktiviteler bu anlamda yetersiz olmaktadır. Gün içinde bir sporcudan belki de çok daha uzun süre ve çeşitlilikte aktivite içinde olan kadının, sporcu gibi günlük yaşamındaki başarısı fiziksel yeterliliği ile yakından ilintilidir. Bu gücü bulabilmek için de yeteri kadar egzersiz yapmaları, yeteri kadar beslenmeleri ve dolayısı ile dinlenmeleri de gerekmektedir.

 
 3- Spor hangi yaş aralığında yapılmalıdır?
Spor her yaşta yaşın gerektirdiği biçimde yapılmalıdır. Erken yaşlarda en ideal spor yüzme ve atletizmdir. Fiziksel gelişimi takiben diğer branşlara yönelmek veya bu iki branşta devam etmek idealdir. Erken yaşlarda hedef çocuğa sporu sevdirmek takiben ilgili branşın teknik özelliklerini öğretmek olmalıdır. Erken yaşlarda aşırı yüklenmelerden, fiziksel ve ruhsal streslerden vücudu uzak tutmak gerekir. İlerleyen yaşlarda fiziksel yüklenmelere ağırlık verilebilir. Özellikle 16-18 yaşlarından itibaren hiçbir kısıtlamaya gerek olmadan yüklemelerin dozu artırılabilir. Belli bir yaştan itibaren (ağır antrenmanları bırkamayı takiben) ise her yaşın verdiği dozda yürüme-koşu vb. aktivitelerle yaşamımız el verdiği sürece aktivitelere devam etmek gerekir.

4- Kadınlar erkeklerden daha farklı egzersiz programları mı uygulamalıdırlar?
Kadınlar hormonal özellikleri, fizik yapıları gibi cinsiyet farklığından kaynaklanan durumlarından dolayı egzersiz anlamında farklı başlık altında ele alınır. Bu farklılıklar genel anlamda kadınların erkeklerden farklı bir egzersiz programı uygulaması gerektiği anlamı taşımamaktadır. Erkeklerle aynı programlar uygulanabilir. Bununla birlikte örneğin kadınlar hormonal farklılıklarından dolayı bağ yaralanmalarına erkeklere oranla daha yatkındır. Böyle olunca kadın sporcularda bu riski azaltmak için bazı özel egzersizler antrenmanlarına eklenebilir. Ama bu vb durumlar yarışmacı sporcu kadınlar için geçerli bir durumdur.

5- Egzersiz kadınlarımızın yaşamını zorlayan/tehdit eden hangi sağlık problemlerinde pozitif etkisi vardır?
Osteporoz (kemik erimesi), osteartroz (eklem kireçlenmeleri), kalp-damar sorunları, bel sorunları kadınlarda sık rastlanan sorunlardan bazıları olmakla birlikte yaşamı tehdit eden sorunlar kalp-damar sistemini ilgilendirmektedir ki bunlar damar sertlikleri, hipertansiyon, infarktüs gibi başlıkları içermektedir. Irsi zemin dışında bu sorunların temelinde aşırı kilo alımı, hareketsizlik, kötü beslenme önemli bir yer tutmaktadır. Egzersiz bu anlamda hareketsizlik kaynaklı sorunları çözmek adına önemli pozitif etkilere sahiptir.

6- Egzersizin genel kadın sağlığı (osteoporoz) ve kaliteli yaşam açısından ne gibi faydaları vardır?
Kemik yoğunluğu yaşın ilerlemesi ile doğal bir azalma göstermektedir. Bu doğal süreç her iki cins içinde geçerli olmakla birlikte erkekler başlangıç değeri olarak daha yüksek kemik yoğunluğu kitlesine sahip oldukları için gelinen noktadan kadınlar kadar etkilenmemektedir. Ayrıca kadınlarda menapozla oluşan hormonal değişiklikler bu süreci ciddi oranda olumsuz anlamda etkilemektedir. Kemik yoğunluğunun artırmanın yolu ise kemiklere yük aktarmaktır/bindirmektir. Bu yolla kemik yapımı uyarılır. Egzersiz/fiziksel aktivite bu yükü/uyarıyı sağlayan en önemli etkendir. Egzersizle kemik kitlesi artan kadın bu faydadan yararlanmamış kadından çok daha yüksek değerler ile menapoza başlar. Bu anlamda süt ve süt ürünleri ile beslenme de önem teşkil etmektedir. Kadınlar her gün 1 bardak süt veya eşdeğer süt ürünü tüketmesi önerilir.

SAĞLIKLI VE RAHAT UYKU İÇİN

Uzmanlar, uyku sorunu çekenlerin sağlıklı uyku uyumaları için ipuçlarını sıraladı.
Türk Uyku Tıbbı Derneği Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Karadeniz, ”Kafein, sigara, alkol, kullanımı uykuyu bozmaktadır. Uyku saatinden 4-6 saat önce bunların alımını kesin” dedi.

Prof. Dr. Karadeniz, uykunun günlük yaşamın bir süre için kesintiye uğraması ya da boşa geçen zaman olmadığını, zihinsel ve fiziksel sağlığı her gün yenilemek için önemli ve yaşamın üçte birini kapsayan aktif bir dönem olduğunu bildirdi.

Uyku bozukluklarının, trafik kazalarına ve mesleki kazalara neden olabilmesi nedeniyle bir halk sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karadeniz, iyi bir uyku hijyeninin kişinin uykusunu düzeltebildiğini söyledi.
Kişilerin yalnızca uykuları geldiği zaman uyumaya çalışmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Karadeniz, şöyle devam etti:


”Eğer uyuyamıyorsanız, yataktan kalkın ve uykunuz gelinceye kadar yatağa dönmeyin. Uyku saatlerinizin değişmemesine dikkat edin. Hafta sonları ve tatiller de dahil hep aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmaya özen gösterin.”


Yatak odasının sadece uyumak amaçlı kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Karadeniz, sağlıklı ve kaliteli bir uyku için şu önerilerde bulundu:

”Yatak odanızda loş ışık kullanın, sessiz bir ortam oluşturun. Yatak odanızın aşırı sıcak veya soğuk olmasından kaçının. Gece uyumakta güçlük çekiyorsanız gündüz uykusundan kaçının. Eğer gündüz çok uykunuz gelirse saat 15.00′den önce ve bir saatten az uyuyun. Kafein, sigara, alkol, kullanımı uykuyu bozmaktadır. Uyku saatinden 4-6 saat önce bunların alımını kesin. Uykudan önce ağır yemek yemeyin.

Ancak açlık uykunuzu kaçırıyorsa hafif atıştırabilirsiniz. Düzenli olarak spor yapın, ancak en geç uyku saatinden 6 saat önce spor aktivitesini tamamlamış olun. Günlük stresiniz uykunuzu kaçırıyorsa uykudan önce başka odada ertesi günün planını yapın ve sorunlarınızı yazarak çözmeye çalışın. Yatağa yattığınızdan itibaren bunları düşünmeyin. Kendinize uygun bir gevşeme tekniği bulmaya çalışın.”

Uykuya dalmayı kolaylaştırmak için başka bir odada kitap okumak, müzik dinlemenin yardımcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Karadeniz, ”Eğer bunları denemenize rağmen şikayetleriniz geçmiyorsa ve 4-6 haftayı geçen bir uykusuzluğunuz varsa uyku merkezine başvurmanız önerilmektedir” dedi.

Alıntı......

23 Aralık 2013 Pazartesi

KADIN VE EGZERSİZ-3

13- Gebelik süresince egzersiz yapmak doğru bir davranış mıdır yoksa hamileliğin son aylarında egzersizi bırakmak gerekir mi?Gebeliğin farklı dönemlerinde egzersize başlamanın etkileri farklılık göstermektedir.

Gebeliğin erken dönemlerinde başlamak bebek gelişimine katkı sağlar ve bir kısım yakınmaları azaltır. Gebeliğin geç dönemlerinde başlamak fizik kapasitenin korunmasına, kilo alımını kontrol altında tutmaya ve doğumun kısa süreli olmasına katkı sağlar. Düzenli egzersizi gebeliğin son dönemlerinde kesenlerde düzenli egzersizin doğum sürecine olası faydaları ortadan kalkar. Yapmayanla aynı düzeye gelir, son haftalara kadar yapmakta fayda vardır.

14- Egzersizin doğum sürecinde anneye sağladığı yararlar nelerdir?Egzersiz yapan gebelerde doğum öncesi sıkıntılar daha azdır. Kordon sorunları daha azdır. Dolayısı ile doğum sürecince bebeğin oksijenlenmesi açısından daha az sıkıntı yaşanır. Doğumda %35 daha az ağrı kesiciye ihtiyaç duyarlar. Doğum kaynaklı yorgunluk %75 daha azdır. Doğumu uyarıcı ilaçlara %50 daha az gereksinim duyarlar. %55 daha düşük oranda epizyotomi gerekir. %75 daha düşük oranda sezeryana ihtiyaç olur. %50 daha düşük bir oranda anormal bir durum nedeni ile girişim ihtiyaçları olur.

 
 15- Kadınlar için özel bir diğer durum da menstrual siklus (adet görme). Bunun performansa yaralanmaya, psikolojik duruma etkisi nelerdir?Genel kanı performansın adet döngüsünden etkilenmediği yönündedir. Pre-menstrual sendromu (adet öncesi ağrı vb. sıkıntı yaşayan) olanlarda performans ve psikoloji olumsuz etkilenebilmektedir.

16- Aktiviteye katılmanın siklusa (adet görme) etkisi nedir?
Yoğun fiziksel aktiviteye katılım (sporcu antrenmanı tarzında) kadınlık hormonlarında değişikliklere neden olabilir. Dolayısı ile bazı sporcu bayanlarda ilk adet görme yaşı gecikir, adet düzensizlikleri veya adetten kesilme olabilir. Sağlık için yapılan egzersiz yapma veya düşük şiddetli egzersizler böyle bir soruna neden olmaz.

17) Kadın sporcuların beslenmesinde ayrıcalıklar var mıdır, özel bazı ekler alması gerekir mi?Adet nedeni ile kan kaybının olması kadınlarda kansızlığa neden olabilir ki kadınlar arasında kansızlık oranı %30 civarıdır. Dolayısı ile demir preperatı alınması önerilebilir. Onun dışında erkeklerden farklı bir yaklaşıma gerek yoktur.

18) Kadın sporcuya özel sağlık sorunları var mıdır?Vardır ve Kadın Sporcu Üçlemesi olarak isimlendirilir. Adet düzensizliği, kemik erimesi ve yeme bozuklukları ile karakterize bir durumdur.

KİLO ALMAMAK İÇİN TAVSİYELER

Uzmanlar ve bilim adamları uzun zamandır kilo vermek konusunda çalışmalar yapıyor.  Araştırmalar sonucunda yakın bir zamanda kilo almak ve şişmanlık tarihe gömülecek. İşte, fazla yememek için tavsiyeler ;


Yapılan araştırmalarda nane kokusunun iştahı dizginlediği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle yemek sonrası veya televizyon seyrederken acıkmamak için dişlerinizi fırçalayın. Nefesinizde nane kokusu olunca yemek yeme isteğiniz azalacaktır.

Sürekli atıştıran biriyseniz belki de ağzının boş kalmasına alışkın değilsinizdir. Abur cubur atıştırmayı seven insanlar arasında yapılan araştırmada ağzın dolu olma hissine alışkanlık geliştirdikleri ortaya çıkmıştır. Ağzınızı oyalamak ve bunu anlamak için sakız çiğnemeyi denemenizi tavsiye ederiz.


Yemeklerden önce yenilen bir porsiyon salata, daha az yemenizi sağlar. Yeşil sebzeler ve limon ile çeşnilendirilmiş bir salata, bol lifli olduğundan sizi tok tutacak ayrıca ana yemekleri daha iyi sindirmenizi sağlayacaktır. Bu nedenle yemek öncesi 1 porsiyon salata tüketin.

Yapılan araştırmalarda çok acıkmak bazen çok susamak nedeni ile olmaktadır. Bu nedenle bol su için. Günde 1.5-2 litre kadar su tüketmek hem sizi tok tutar hem de vücuttan toksin attırır, sindirime yararlıdır. Yemeklerden önce içilen su, daha az yemenizi sağlar.


Yemeklerde kullandığınız tabakların boyunu küçültmek sizde psikolojik bir etki yaratacaktır. Büyük tabaklara az yemek koyduğunuzda beyniniz otomatik olarak doymayacağınızı düşünür. Bu nedenle küçük tabağa bir porsiyon yemek koyarak gözünüzü doyurabilirsiniz. Üstelik, bu yöntem pek çok rejim yapan kişide çok başarılı olmuştur.


Haftada bir ya da iki kez istediğiniz herhangi bir şeyi mutlaka yemelisiniz. Çünkü, bunu yapmazsanız en ufak bir diyet bozmada hemen diyeti bırakabilirsiniz. Bu nedenle haftada 1-2 kez rejimi bozun ve istediğiniz herhangi bir şeyi abartmadan yiyin.

Rejim yapan pek çok insan üzerinde yapılan araştırmalarda dar giyilen giysilerin kilo vermeye yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Dar ve yağlarınızı ortaya çıkaran kıyafetler hem rahatsızlık yaratacak hem de psikolojik olarak sizi rejime yönlendirecektir.

Alıntı