1- Sindirime Yardımcı Limon suyu
sindirim sistemini toksinlerden arındırır, midedeki yanma ve şişkinlik
gibi rahatsızlıklara da iyi gelir.
2- Zayıflamaya yardımcı Ilık
limonlu suyu düzenli içtiğimizde mide asitlilik oranı düzenlenir. Mide
asidi yüksek olan kişiler sürekli bir şeyler yiyerek mideyi bastırma
eğiliminde olurlar. Bu da kısa sürede acıkmaya ve kilo almaya neden
olur.
Limonun içerisinde bulunan pektin lifi acıkmayı geciktirir.
3- Bağışıklık sistemini güçlendirir
Stres, bağışıklık sistemini zayıflatır bu yüzden de bağışıklık
sistemini destekleyen C vitaminli gıdaları tüketmek stresli olduğunuz
anlarda öncelikli olmalıdır. Limon da mükemmel bir C vitamini
kaydağıdır.
4- Taze bir nefes için birebir
Dişeti iltihaplarına ve diş ağrılarına iyi geldiği gibi nefesinizin kötü
kokmasını da önler. Ancak diş minesine zarar vermek istemiyorsanız
limonu direk dişinize temas ettirmeyin yani yemeyin.
Limonlu su içtikten sonra da dişlerinizi fırçalarsanız daha faydalı olduğunu görürsünüz.
5- Ph değerini dengeler Limon en
alkali gıdalardan biridir ve içinde bulunan sitrik asit sindirildiğinde
asitlilik yaratmaz. Her gün limonlu su içerseniz vücudunuzun toplam
asitlilik oranı zaman içerisinde düşer.
Ayrıca iltihabın nedenlerinden biri olan eklemlerde biriken ürik asit limonla yok olur.
6- Daha enerjik hissetmek için birebir Limon kokusunun sinir sisteminde sakinleştirici etkisi olduğunu biliyor muydunuz?
İşte sinir sistemindeki bu
sakinlik, depresyona ve endişeye iyi gelirken size mutluluk vereceği
için de kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar. Limon sindirim
sistemine girdiğinde vücuda enerji verir.
7- Viral enfeksiyonla savaşır Ilık limon boğaz ağrısı, nezle gibi semptomların azalmasında oldukça etkili bir destek kuvvettir.
8- Cilde de faydalı Limon suyu
antioksidan özelliği sayesinde cilt lekelerini azaltır. Hatta ciltteki
kırışıklıkların da azalmasına yardımcı olur.Limon suyunu düzenli olarak
zor geçen yara izlerine ve cildinize uygulayın, farkı göreceksiniz.
9- Aynı zamanda potasyum kaynağı
Eğer muz sevmiyorsanız, limon suyundan maksimum yararlanmaya bakın.
Çünkü potasyum kalp, sinir ve beyin fonksiyonlarının düzenli olması için
kesinlikle gereklidir.
10- Kafein ihtiyacınızı azaltır
Sabahları bir fincan kahve yerine ılık limonlu bir su içerseniz
kesinlikle öğleden sonra çöken o rehavet hayatınızdan çıkacak,
göreceksiniz. Bu da kafeine olan bağımlılığı azaltır.
Alıntı....
26 Şubat 2014 Çarşamba
23 Şubat 2014 Pazar
ŞİŞMANLATAN GERÇEKLER
1. Kredi Kartları
Bir kredi kartı şirketinin, 100.000 yemek restoranında yaptığı araştırmaya göre; kredi kartıyla yemek alan insanlar, nakit parayla yemek alanlara göre yüzde otuz oranında daha çok para harcıyor. Bu da ortalama bir kadın için bir yılda ekstradan 17,160 kalori demek.
2. Televizyon seyretmek
Televizyon karşısında 2 saat geçirenler, yarım saat geçirenlerden daha fazla şişmanlığa meyilli. Televizyon seyrederken hareketsiz kalıyoruz ve kalp atışımız, kan basıncımız ve metabolizmamız yavaşlıyor. Bu da daha az kalori yakmamıza neden oluyor.
3. Hızlı yemek yemek
Beynimiz tokluk hissini yemek yemeye başlamamızdan 15-20 dk sonra yaşıyor. Hızlı yemek yediğimiz takdirde, tokluk hissedene kadar çok fazla kalori alıyoruz. Bu da yüksek kan basıncı, obezite ve yüksek kolesterole neden oluyor.
4. Çalışırken atıştırmak
Bilgisayar başındayken, araba kullanırken, televizyon seyrederken ya da alışveriş yaparken atıştırıyorsanız, kilo alma riskiniz fazla. Çünkü bu tür atıştırma alışkanlık yapıyor.
5. Sık fast food tüketimi
Günümüzde stres ve hızlı yaşam tarzı bizi sağlıklı yiyecekler yerine fast food’u tercih etmeye sürüklüyor. Fast foodlardaki yüksek yağ oranıysa obezitenin önemli nedenlerinden.
6. Duygularla başa çıkabilmek için yemek
Açlık hissetmediğimiz halde, moralimiz bozuk olduğu, kendimizi yalnız hissettiğimiz ya da sinirli olduğumuz zamanlarda haddinden fazla yemek yeriz genellikle. Kaç kere kendinizi sinirli bir şekilde mutfakta aç olmadığınız halde atıştırırken buldunuz?
7. Egzersize vakit ayırmamak
Hayat koşuşturmacası içinde egzersiz günlük programınıza dahil olmayabilir. Televizyon karşısında uyuyakalmaktan egzersiz yapmaya vakit kalmıyor malesef!
8. Arkadaşlarınız sizi şişmanlatabilir!
Kilo alıyorsanız, kimlerle vakit geçirdiğinize bir bakmanızda fayda var. Obezite bulaşıcı olabilir!
9. Uyku Azlığı
Uyku eksikliği, “ghrelin” (iştah açıcı bir hormon) salgılamayı sağlayarak obezite riskinizi arttırabilir.
10. Yağ ve Kalorilerin Farkında Olmamak
Çoğu insan, yedikleri şeylerdeki yağ ve kalori değerlerinin farkında değil. Bu, sağlıksız beslenmeye ve de gereken kalori miktarından neredeyse iki katını almaya sebep oluyor.
11. Kaçırılan Öğünler
Araştırmalara göre, kahvaltı eden insanların aşırı kilolu olma riski diğerlerine göre daha düşük.
12. Rahatsız Kıyafetler
Araştırmalara göre, rahat kıyafetler, fiziksel aktivite oranını arttırıyor. Kot giyilen günlerde, insanlar fazla adım atarak ortalama 25 kalori fazla yakıyor. Her gün kot giymekse, yılda 6,250 kalori yakımına sebep oluyor.
13. Tartıları Görmezden Gelmek
Minessota Üniversitesi’ndeki yeni bir araştırmaya göre, kilolarını her gün kontrol edenler, kilo verme konsunda daha başarılı.
14. Sıkıntı
İngiltere’deki bir araştırmaya göre, insanlar sıkıntılıyken daha çok yemek yiyor.
16. İlaçların etkisi
Pek çok kadın bazı doğum kontrol ilaçlarının yarattığı kilo problemlerinden haberdar. Aslında sadece doğum kontrol ilaçları değil genel olarak pek çok ilaç fazla kiloya sebep olabiliyor. O yüzden hastasına ilaç yazan bir doktorun bu konuda hassas davranması gerekiyor. Örneğin bazı depresyon ilaçları 3-4 kiloya kadar artışa sebep olabiliyor. Tansiyon için kullanılan kimi ilaçlarsa ekstra 2 kilo anlamına gelebiliyor. Diyabet ilaçlarının 3-4, insülin şırıngalarının ise uzun vadede 10-15 kiloya kadar artışa sebep olduğu biliniyor. Bu yüzden özellikle diyabet problemi olanların erkenden spor yapmaya başlamaları tedavi sırasında gelebilecek kilolara karşı koymaları açısından önemli. Eğer ilaç kullanımında kilo alma gibi bir endişeniz varsa bunu mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız. Belki de daha ince bir alternatifiniz olabilir.
17.Yaş
Araştırmalar, insanoğlunun 20 yaşının ortasına kadar her ay 300 gram aldığını gösteriyor. Yaşlandıkça da kas grubundan kaybediyoruz. Ancak bu kas grubu önemli çünkü tek başlarına bile kalori yakmak için onlara ihtiyacımız var. 25-30 yaşlarında kilo daha da çok artıyor. Bu 40 yaşına kadar böyle gidiyor. Menopoz döneminde östrojen azaldığı için ekstra kilolar alınıyor. Bu yüzden yaşlandıkça kas egzersizlerine önem vermelisiniz. Ayrıca protein tüketimini de artırmalısınız. Çünkü kas gücünü artırmak için proteine ihtiyacınız var.
18. Evlenmek
Sadece kişisel tecrübeler değil bilimsel araştırmalar da evliliğin yemek alışkanlıklarını hem kadın hem de erkek açısından bilinçsizce değiştirdiğini ortaya koyuyor. İngiltere Newcastle Üniversitesi bilimadamları, yaptıkları çalışmalarda evlendikten sonra erkeklerin daha sağlıklı beslendiklerini, kadınlarınsa yemelerine çok fazla dikkat etmeyip kilo aldıklarını ortaya çıkarmış. Uzmanlar bunun sebebini kadınların daha fazla et ve büyük porsiyonlarda yemek yemesine, evlilikle ilgili strese daha yatkın olmalarına ve genel olarak sağlıksız beslenmelerine bağlıyor. Peki bu konuda ne yapılabilir? Bilimadamları esprili bir cevap veriyor ya bekar kalacaksınız ya da eski sabit beslenme alışkanlığınızı devam ettireceksiniz.
Alıntı.......
19 Şubat 2014 Çarşamba
DOĞAL ÇAMAŞIR MAKİNESİ DETERJANI
Özellikle yaz aylarında giydiğimiz pamuklu kıyafetler ter ile
birlikte deterjanların içindeki kimyasalların kıyafete nüfus etmesiyle
birlikte vücudumuz tarafından emilerek çeşitli rahatsızlıkların
oluşmasına sebep olabiliyor.İşte bunun önüne geçebilmek için Amerika lı
hanumların yıllardır kullandığı bir tarifi sizinle paylaşmak istiyorum.
Doğal Çamaşır Makinesi Deterjanı:
1 ölçek 1/2 çay bardağıdır.
Doğal Çamaşır Makinesi Deterjanı:
1 ölçek 1/2 çay bardağıdır.
1i5 lt sıcak su
Zeytinyağlı
yeşil sabunun yarısını rendenin en küçük tarafı ile
rendeliyoruz,neredeyse toz haline geliyor.Bunu sıcak suyun içinde iyice
eriyinceye kadar karıştırıyoruz.
3 ölçek Boraksı azar azar ve karıştırarak karışıma ilave ediyoruz.
Son
olarak 3 ölçek Çamaşır sodasınıda aynı şekiilde azar azar döküp
karıştırarak karışıma ilave ediyoruz.Çamaşır sodası çok hızlı köpürdüğü
için daha yavaş dökün ve karıştırın.
Bütün karışım iyice eriyinceye kadar karıştırılıp kıvamlı bir hale geldikten sonra 6 saat kadar dinlendiriyoruz.
Doğal ve hiç bir kimyasal madde içermeyen çamaşır makinesi deterjanımız kullanıma hazır.
Beyaz
çamaşırlar için bir çay bardağı sıcak suyun içine 1 çay kaşığı çivit
koyup karıştırarak yumuşatıcı bölümüne koyabilirsiniz.
Ben henüz denemedim ama aynı karışımı su karıştırmadan da hazırlayabilirsiniz,
Bir sonrakini öyle yapacağım onunda sonuçlarını paylaşırım sızlerle...
Sevgiler.......
17 Şubat 2014 Pazartesi
HİÇ BİR KİMYASAL İÇERMEYEN TAMAMEN DOĞAL BULAŞIK MAKİNESİ DETERJANI YAPIMI
Yaklaşık
1 aydır denediğim ve olumlu sonuç aldığım hiç bir kimyasal madde
içermeyen tamamen doğal çamaşır ve bulaşık makinesi deterjanları ile
ilgili sizleri bilgilendirmek istiyorum.
BULAŞIK MAKİNESİ DETERJANI TARİFİ
10 Şubat 2014 Pazartesi
KOLAYI BIRAKMAK İÇİN 10 NEDEN
Kolayı bırakmak için 10 neden
1- Fazla kilo ve yağlanma
2- Karaciğer hasarı
3- Diş çürümesi
4- Böbrek taşları ve Kronik böbrek hastalığı
5- Şeker hastalığı
6- Asit reflü
7- Kemik erimesi
8- Hipertansiyon
9- Kalp hastalığı
10- Sindirim bozukluğu
Alıntı.......
4 Şubat 2014 Salı
DOĞADAKİ SAĞLIK
Sağlıklı olmak, her insanın en çok değer verdiği konuların başında
gelmektedir. Gelişim döneminde olan çocukların alışkanlık haline
getirmeleri gereken pek çok konu olsa da, gençlik dönemlerinde bunlara
pek de rağbet edilmemektedir. Oysa, ilerleyen yaşlarda daha da
sağlıklı olmak için bazı beslenme alışkanlıklarının erken yaşlarda
edinilmesi gerekmektedir.
Bazı besinler, hastalıklardan korunmak için oldukça önemli ve bunları
yerine getirmek bizim elimizde. Bu besinlere, beslenmelerinizde daha
fazla yer vermeye çalışmalısınız.
Elma; En güçlü antioksidanları bünyesinde barındırmaktadır. Yaşlılık
emarelerini en asgariye indiren etkili meyvelerden biridir. Damar ve
kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Elmayı kabuğuyla birlikte
tüketirseniz, kabuksuz halinden beş kat daha fazla polifenol almış
olursunuz.
Lahana; Bünyesinde bulunan indol ile kanser çeşitlerinden
korumaktadır. Haftada 1 kez yenmesi kolon kanseri olma riskini %66
azaltmaktadır. Lahana, bağışıklık sisteminin güçlenmesi için de önemli
bir besin maddesidir.
Yumurta; Bünyesinde kolin maddesi bulundurması sebebiyle kalp ve beyin
sağlığına faydalıdır. Protein deposu olması nedeniyle, vücudumuz için
gereken aminoasitleri barındırmaktadır.
Yabanmersini; Hafızayı da olumlu bir şekilde etkileyen yabanmersini,
göz ve beyin sağlığı açısından lazım olan antosiyaninler içermekte ve
yaşlılığa karşı koruyucu bir meyvedir. Alzheimer, Parkinson, antrit,
kalp ve şeker hastalığına karşı da koruyucu bir meyvedir.
Araştırmalarda Yabanmersini, diğer meyvelere oranla çok daha fazla
kansere karşı koruyucudur.
Balık; Yağlı olan balıklar kalp hastalığına, kansere ve daha birçok
hastalığa karşı koruyucu özelliğe sahiptirler. Haftada minimum 2 defa
tüketilmesi depresyona karşı korumaktadır. Yağlı balıklarda yani,
hamsi ve somon gibi balıklarda bulunan Omega-3 yağ asidinden daha
zengin beslenme yapmanızı sağlayacaktır.
Bu gibi besinlerin tüketimine özen göstermek ve alışkanlık edinmek
sağlığımız için önemlidir.
gelmektedir. Gelişim döneminde olan çocukların alışkanlık haline
getirmeleri gereken pek çok konu olsa da, gençlik dönemlerinde bunlara
pek de rağbet edilmemektedir. Oysa, ilerleyen yaşlarda daha da
sağlıklı olmak için bazı beslenme alışkanlıklarının erken yaşlarda
edinilmesi gerekmektedir.
Bazı besinler, hastalıklardan korunmak için oldukça önemli ve bunları
yerine getirmek bizim elimizde. Bu besinlere, beslenmelerinizde daha
fazla yer vermeye çalışmalısınız.
Elma; En güçlü antioksidanları bünyesinde barındırmaktadır. Yaşlılık
emarelerini en asgariye indiren etkili meyvelerden biridir. Damar ve
kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Elmayı kabuğuyla birlikte
tüketirseniz, kabuksuz halinden beş kat daha fazla polifenol almış
olursunuz.
Lahana; Bünyesinde bulunan indol ile kanser çeşitlerinden
korumaktadır. Haftada 1 kez yenmesi kolon kanseri olma riskini %66
azaltmaktadır. Lahana, bağışıklık sisteminin güçlenmesi için de önemli
bir besin maddesidir.
Yumurta; Bünyesinde kolin maddesi bulundurması sebebiyle kalp ve beyin
sağlığına faydalıdır. Protein deposu olması nedeniyle, vücudumuz için
gereken aminoasitleri barındırmaktadır.
Yabanmersini; Hafızayı da olumlu bir şekilde etkileyen yabanmersini,
göz ve beyin sağlığı açısından lazım olan antosiyaninler içermekte ve
yaşlılığa karşı koruyucu bir meyvedir. Alzheimer, Parkinson, antrit,
kalp ve şeker hastalığına karşı da koruyucu bir meyvedir.
Araştırmalarda Yabanmersini, diğer meyvelere oranla çok daha fazla
kansere karşı koruyucudur.
Balık; Yağlı olan balıklar kalp hastalığına, kansere ve daha birçok
hastalığa karşı koruyucu özelliğe sahiptirler. Haftada minimum 2 defa
tüketilmesi depresyona karşı korumaktadır. Yağlı balıklarda yani,
hamsi ve somon gibi balıklarda bulunan Omega-3 yağ asidinden daha
zengin beslenme yapmanızı sağlayacaktır.
Bu gibi besinlerin tüketimine özen göstermek ve alışkanlık edinmek
sağlığımız için önemlidir.
3 Şubat 2014 Pazartesi
MADEN SUYU
Maden suyu hakkında
Yemek yediniz ama midenizde bir şişkinlik hissediyorsunuz. Siz de bu durumda maden suyuna başvuranlardan mısınız? Maden suyunun sadece yemek sonrasında içildiğinde, sindirimi kolaylaştıran bir içecek olmayıp, bunun yanında onlarca faydasının olduğunu biliyor muydunuz?
Maden Suyu, içerdiği tüm mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkar ve tamamen “doğaldır”.
Soda ise su ve sudan yapılan içeceklere üretim esnasında karbondioksit gazı basılmasıyla elde edilen ve tamamen “yapay” olan bir içecektir.
Maden suyu “asitli” midir?
Halk arasında “asitli” denilen içeceklerde aslında kastedilen, içeceğin içindeki “karbondioksit” gazıdır. Karbondioksit gazı dilimiz ile temas ettiğinde geçici olarak tat algılayıcılarını uyuşturduğu için içimi kolaylaştırmaktadır.Gazlı içecek üretiminde çok özel karbondioksit gazı ve % 99,99 saflıkta gıda üretimi için özel karbondioksit gazı kullanılır.
Günde ne kadar maden suyu tüketebiliriz ?
Doğal suların içerdiği zengin mineraller vücudumuzda vitaminlerin fonksiyonlarına yardımcı olurlar. İçerdiği zengin kalsiyum ve florür gibi mineraller nedeniyle özellikle çocuklar, bayanlar ve yaşlıların daha fazla maden suyu içmeleri gerekir.Uzmanlar günde en az 2 litre civarında su ve maden suyu gibi “yararlı sıvı” tüketilmesini öneriyor.
Çocukların maden suyu içmesi zararlı mıdır?
Maden suyunun bilinen hiçbir zararı olmayıp, aksine vücudumuza sayısız yararları vardır. Büyüme çağındaki çocuklar kalsiyum, demir, çinko, florür gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar.Bu ihtiyacı karşılamanın en iyi yolu bolca süt ve doğal suları tüketmeleridir. Maden suyunun içerdiği kalsiyum kemik yapısının, florür ise ağız ve diş sağlığının gelişmesi için son derece yararlıdır.
Hamilelikte maden suyu içilir mi?
Hamilelik, beslenmeye özellikle dikkat edilmesi gereken bir dönem. İnsan vücudu bebeği besleyebilmek ve gelişmesini sağlamak için normalden daha fazla gıda, sıvı, mineraller ve vitaminlere ihtiyaç duyar.Bu katkıyı doğal yoldan sağlayabilmek için, hamilelikte düzenli olarak maden suyu tüketimi tavsiye edilir.
Maden suyu cilde yararlı mıdır ?
Maden suyu içerdiği zengin mineraller vücudumuzun birçok bölgesine olduğu gibi cilt için de yararlıdır. Hatta piyasada sprey şişelerine doldurulmuş ve yüze püskürtülerek kullanılan maden suları satılır.Maden suyu böbrek taşı yapar mı?
Böbrek taşlarının oluşumunda ana neden, yetersiz miktarda sıvı tüketimidir. Başka bir deyişle, yaşamı boyunca yeterli ve düzenli miktarlarda su ve maden suyu tüketmeyen insanlarda böbrek taşı oluşumu hızla meydana gelir.Bu duruma gelmiş ve böbreklerinde taş oluşmuş insanların maden suyu tüketmeleri tavsiye edilmez ancak esas olan, düzenli ve yeterli miktarlarda su ve maden suyu tüketerek vücudumuzu bu gibi etkenlerden korumaktır.
Avrupa’da ve Türkiye’de kişi başına yıllık maden suyu tüketimi ne kadar?
Avrupa’da kişi başına yılda 150 litre maden suyu tüketirken bu oran Türkiye’de 3 litrenin altında. Ülkemiz aslında Avrupa’nın doğal mineralli sular açısından en zengin coğrafyasına sahip ancak, yıllık 65 milyon litre olan bu kaynağın sadece yüzde biri şişeleniyor, yüzde doksandokuzu boşa akıyor.
Süt ve süt ürünleri tüketiminde de Avrupa ile aramızda benzer oranlar olduğu için, neticede ulusal beslenme kültürü ile bağlantılı ilginç tablolar ortaya çıkıyor. Örneğin bu beslenme kültürü sayesinde Avrupalı kemik erimesi gibi hastalıkları nadiren duyarken Türkiye’de belirli yaş ve cinsiyet gruplarında kemik erimesi oranları % 30’larda yaşanıyor. Bunun en önemli nedeni, yaşam boyunca düzenli olarak tüketilen süt ve doğal suların miktarlarındaki, bu yol ile alınan doğal kalsiyum takviyesindeki büyük farklılık.
Maden suyu son kullanma tarihinden sonra bozulur mu?
Maden suyu kapağı açılmaz ise kesinlikle bozulmaz. Ürünlere son kullanma tarihi konulmasının tek nedeni, dolumdan sonra belirli bir süre geçtiği zaman sadece kapak ve ambalajdan dışarıya karbondioksit gazı kaçması ve azalmasıdır.Düzenli maden suyu tüketimi ile bazı hastalıklar arasında bağlantı var mıdır?
Maden suyunda zengin olarak bulunan minerallerden magnezyum, hücre içerisinde potasyumdan sonra en yoğun olarak bulunan katyondur. Hücre zarı, hücre içi ve hücre çekirdeğindeki birçok biyolojik olaylarda etkilidir ve kas ile sinirlerdeki elektrik uyarılarının iletilmesini sağlar.Kalp ve damar hastalıkları ile çok ilgisi vardır. Enfarktüs geçiren insanlarda magnezyum düşüklüğü saptanmıştır. Damar sertliğine yol açan damarlardaki yağ ve kalsiyum birikmesi de magnezyum eksikliğinden oluşur.
Sodyum vücut sıvılarında en fazla bulunan elementtir ve sıvı dağılımı ile sıvı dengesinin düzenlenmesini sağlar.
Ayrıca asit-baz dengesi ve sinir uyarılarının taşınması en önemli görevlerindendir.
Kalsiyum vücudumuzda en fazla bulunan elementtir. Kemik yapısının yanı sıra kas kasılmalarının düzenlenmesine, sinir uyarılarının taşınmasına, hücre zarlarında iyon değişimine, hormonların, sindirim enzimlerinin ve nörotransmitterlerin salgılanmasına yardımcı olur.
Yaşla ilgili kemik kayıplarını ve kırılmalarını önler. Kalsiyum sadece süt ve doğal sularda bulunur. İçerisinde kalori ve kolesterol olmadığı için maden suyu, kalsiyum açısından süte en iyi alternatif olmaktadır.
Bikarbonatlar, magnezyum, sitratlar, sodyum, flor ve kalsiyum maden suyunda bulunan doğal dengeleri ile, ürolojik hastalıkların seyri ve özellikle ameliyat sonrasında çok etkendir.
Böbrek taşlarının tekrarlamasını önlemenin en kolay, en pratik ve doğal yolu bu sıvıları bolca tüketmektir.
Bikarbonatlı sular alkali yapıları sayesinde mide asiditesini nötralize eder ve bu özelliği nedeni ile peptik ülser hastalığının tedavisinde önemli rol oynarlar. Yine fonksiyonel mide ve bağırsak hastalıklarında semptomları azaltıcı etkileri vardır.
Kalsiyum ve magnezyum içeren sular bağırsak molaritesini azaltarak stress sonucu gelişen ishal gibi şikayetleri önlemede etkili olurlar. Sülfatlı sular safra salgılarını ve akımlarını arttırır.
Kalsiyum zengini doğal mineralli sular, menapoz döneminde kadınlarda ve ileri yaşlarda erkeklerde kemik erimesinin önlenmesi ve tedavisinde yeterli kalsiyum desteği sağlanmasında önemli bir seçenektir.
Alıntı....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)