24 Şubat 2015 Salı

BAZI ŞEYLERİ UNUTUYOR MUSUNUZ?



Günlük olarak bir şeyleri unutmak gayet normaldir. Fakat, alzheimer ve bunama gibi hastalıklar ile ilgili çok şey duyduğumuz için hemen paniğe kapılıyoruz. Her unutkanlık bir hastalık belirtisi değildir. Unutkanlık, çeşitli nedenler ile yaşanabilir.

 İşte, unutkanlığın nedenleri ;


Unutkanlığın ciddi bir hastalık belirtisi olması için unutulan olay ya da nesnelerin yanında bazı farklı durumlarda oluşmaktadır. Bazı kişisel becerilerin kaybolması, huy değişiklikleri, sorumlulukları yerine getirememe gibi durumlar oluşur. Unutkanlığın ciddi bir hastalık olmasını ancak doktorlar teşhis edebilmektedir. Çok fazla unutkanlığınız varsa bir doktora gözükmekte fayda vardır.

Unutkanlık neden olur?

Unutkanlığın başlıca nedenlerinden biri uykusuzluktur. Uyku sırasında vücudumuz kendini dinlendirir ve yeniler. Uzun süre uykusuz kalan insanlarda halüsinasyonlar, huzursuzluk, sinirlilik ve unutkanlık oluşur. Beyin konsantrasyonu tam sağlayamadığından ciddi unutkanlık sorunları yaratır.

Kullanılan antidepresanlar, sakinleştiriciler, guatr ve tansiyon ilaçları gibi bazı ilaçlar ciddi manada unutkanlık yapabilir, konsantrasyon sorunları yaratabilir. Bu ilaçları yazan doktorla konuşmak ve gerekirse unutkanlık sorununuzdan uzaklaşmak için başka ilaç kullanımı yapılabilir.

Tiroid bezinin az çalışması depresyon ve uyku sorunları yaratır. Unutkanlığınız varsa tiroid testi mutlaka yapılmalıdır. Kullanılan ilaçlar ile unutkanlık sorunu rahatlıkla çözümlenir.

Depresyon, stres unutkanlık sorunu yaratır. Bu tarz durumlarda odaklanma sorunları başladığından bilgileri unutma ve yeni bilgi edinme zorlaşır. Hatta, unutkanlık depresyonun ciddi bir belirtisi olarak kabul edilir.

Amnezi, B12 eksikliği, böbrek hastalığı, bunama, demans, diyabet, enfaktüs, kafa travmaları, karaciğer hastalıkları, menenjit, uyuşturucu ve alkol, yetersiz beslenme diğer unutkanlık  nedenleridir.

Hangi unutkanlık tehlikelidir?

Çok iyi bilinen adreslerin bulunamaması,
Tanıdığınız insanların yüzlerini karıştırma,
Ezberinizde olan telefon numaralarını unutma,
Zaman ve tarihleri karıştırma,
Tanıdık yerlerde kaybolma,
Aynı hikayeyi sürekli anlatma,
Beslenme ve kişisel temizliği unutmak.

 

21 Şubat 2015 Cumartesi

AZ TÜKETTİĞİMİZ YARARLI GIDALAR

New York Times, internet sitesinde Yemekten kaçındığımız ancak sağlığa en faydalı 11 gıdayı açıkladı.

Pancar: Folik asit bakımından zengindir. Kırmızı rengini veren pigmentler kansere karşı savaşır.

Lahana: Kanserle savaşan enzimleri harekete geçiren “sulforaphane” isimli kimyasalı içerir.

Pazı: Yapraklarında, gözleri yaşlanmanın etkilerinden koruyan karotenoid maddesi bulunur.

Tarçın: Kan şekeri ve kolesterolü kontrol etmeye yardımcı olur

Nar suyu: Antioksidan bakımından zengindir. Tansiyonu düşürür
Kuru erik: İçeriğinde yüksek miktarda Antioksidan içerir.

Kabak Çekirdeği: Yüksek mineral oranı erken ölüm riskini azaltır.

Sardalya: Demir, magnezyum, bakır, çinko, fosfor, potasyum, manganez içerir

Zerdeçal: Vücutta iltihaplanmayı önler ve kansere karşı koruma sağlar

Yaban Mersini: Hafızayı kuvvetlendirir.

Kabak: Kalori değeri düşük, lifler bağışıklık sistemini güçlendiren A vitamini bakımından zengindir. Uzun süre tok tutar.

15 Şubat 2015 Pazar

DEĞİŞİM ZAMANI GELMEDİ Mİ? PEKİ SİZ HAZIRMISINIZ?

Artık bazı şeyleri değiştirme zamanı gelmedi mi?

Zaman hızla akıp giderken ha bugün ha yarın başlarım diye hep ertelediğiniz doğru ve sağlıklı beslenme ile birlikte vücudunuzu forma sokmak zamanın geldiğine inananlardan mısınız?

İlk adımı atmanın zamanı gelmedimi hala?

Her pazartesi başlanan ve salı günü sona eren bitmek tükenmek bilmeyen dietlerden,spor salonlarına yazılıp bir ay sonra bırakmalara kadar hep aynı kısır döngünün içinde bir türlü istediğiniz sonucu alamıyorsanız size bir teklifim olacak.

Spor salonuna gitmeden,içinde kibrit  kutusu ,1 çay kaşığı,100gr bilmem ne, kelimeleri geçmeyen ve tamamen damak tadınıza uygun şekilde beslenmeye devam ederek,sadece bir kaç küçük kural değişikliği,biraz da açık havada egzersiz yaparak istediğiniz forma ulaşmanın aslında çokta zor olmadığını duymak kulağa hoş geliyor değil mi?
 


    








Bütün bunlara ulaşmak hiçte zor değil,siz önce buna karar verin,sonra birlikte neler yapabileceğimize bakalım.Eminim ki şimdiye kadar beklediğiniz ve kaybettiğiniz zaman için üzüleceksiniz.

Yeni bir başlangıç için ,yeniden başlamak için,daha kaliteli bir yaşam için,daha sağlıklı ve zinde olmak için, top sizde.

Alper Tuncay
Bireysel antrenör ve beslenme danışmanı
alper.tuncay@gmail.com
532 426 51 19


11 Şubat 2015 Çarşamba

KANSERİN ÖLÜMÜ

KANSER HASTALIK DEĞİL
KANSER O KADAR YAYGINLAŞTI Kİ ARTIK GENÇ YAŞLI DEMEDEN HERKESİ
YAKALIYOR. BU PAYLAŞIMI LÜTFEN SAYFAMDAKİ HERKES PAYLASSIN. BELKİ BİR YARDIMIMIZ OLUR. SONUÇTA, BİR ZARARI YOK, DENEMEKTE FAYDA VAR…
Bu yazılar çok müthiş, birçok "gizli dünya yönetenlerini" rahatsız ediyor… O kadar ki, örneğin "World Without Cancer", yani "Kansersiz Dünya" isimli kitap, halen (Türkçe dahil) birçok dile çevrilmedi!..
* * *
Yani şunu bilin ki, KANSER diye bir hastalık yok!.. Kanser, sadece vitamin B17 eksikliği!...
Başka bir şey değil!..
Kemoterapi, ameliyat veya değişik ağır haplar almanıza gerek yok!..
Düşünün bir zamanlar denizciler, çok sayıda niçin öldüler?
İSKORBÜT denilen hastalığa yakalanıyorlardı...
Çok sayıda insan öldü...
ve bazıları da bundan çok büyük PARA ve gelir elde etti!..
Sonra ne buldular?..
Meğer İskorbüt sadece vitamin C eksikliği imiş!..
Yani hastalık bile değil!...

KANSER de öyle!...
KANSER SANAYİSİ var artık!..
KANSER den milyar milyar milyar kere milyar PARA kazananlar var!...
Bu konu çok uzun. Çok derin!..
KANSER SANAYİSİNIN kökü, ta ikinci dünya savaşına kadar dayanıyor!...
Ne dolaplar dönüyor...
SİZ İNANMAYIN!...
Her gün sadece 15-20 kayısı çekirdeği yemeniz yeterli!..
Kanser olmuşsanız, önce KANSERIN ne olduğunu ANLAMAYA çalısın!..
KORKMAYIN!...
Sakin KEMOTERAPİ filan yaptırmayın!...
ARAŞTIRIN önce!...
Biz bu siteyi bazı "sözde doktorların sayfasına gönderdik, facebook’ ta, 5 dakika bile geçmeden "yorumsuz" olarak sildiler!...
SİZ bu kitabın TÜRKÇEYE ÇEVRİLMESİ için DUA edin!...
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ bir eser bu!..
Tekrar edelim:
Günümüzde İskorbüt den ölen var mi artık?...
YOK!...
Çaresi biliniyor...
Peki KANSER?...
SANAYİ haline gelmiş!...
Ancak, çaresi çoktan bulundu:
VİTAMİN B 17 eksikliği!...
Hepsi bu!...
Buğday çimi ekin... Buğday şırası için.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya`da içtikleri Buğday şırası geliyor. Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi. Pakistan`daki Hunzakut Prensliğinde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular, acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar.
Türkiye`de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
Ödemiş`le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ`ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor. Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.

Buğday müthiş bir kanser ilacıdır. Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır. Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir. Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan `laetril` içermektedir.

Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)

Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale
getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.

- Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleri...
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.

İsterseniz tarif edelim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur. Üzerine 3 bardak su -klorlu olmamak şartıyla- ilave edilir.
Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.
Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.
Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın
ise günde 3 kez şıra alınır. Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir. O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz `laetril` buğday çiminden başka nelerde bulunur? Çünkü anlaşılıyor ki, `laetril` kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri... Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye`de en kolay laetril`e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika`daki ilaç sanayinin maşaları bu `laetril` adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika`da satılan `laetril` bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD`ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır. `Kanserin Ölümü` adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
- Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye`de acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan`a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut`ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut`un özelliği temel besinleri kayısı ve kayısı çekirdeği...
- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık
sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman Doktor Issel`in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.

5 Şubat 2015 Perşembe

NEDİR BU DOĞRU BESLENME NASIL OLMALI?



Nedir bu doğru beslenme,nasıl yapılmalıdır,acaba ne kadar doğru besleniyoruz?
Bu soruları istediğimiz kadar uzatabiliriz.Burdaki amacımım beslenmede genel olarak nelere dikkat etmemiz gerektiğine değinmek.

Sabah uyandıktan itibaren nasıl beslenmeliyiz,nelere dikkat etmeliyiz,kısa başlıklar altında bir göz atalım.
 
Uyanır uyanmaz akşamdan baş ucumuza koyduğumuz bir bardak suyumuzu içiyoruz.Bu ne işe yarıyor:burda amacımız kontağı çevirip arabayı hareke geçirmek yani metabolizmanın çalışmasını sağlamak.Eğer yapabilirseniz bir çorba kaşığı elma sirkesini yarım bardak suyun içine koyup içebilirseniz yağ yakımını hızlandırmak açısından faydalı olur.
KURAL: Uyandıktan sonra yarım saat içinde kahvaltı yapmalıyız,neden peki?Çünkü bütün geceyi uykuda geçirdiğimiz için arabada benzin hiç kalmadı ,uykuda bile kalori yaktığımız için günlük enerji ihtiyacımızı karşılayacak karbonhidrat kalmıyor vücutta.
İşte insanların yaptığı en büyük hatalardan biri kahvaltıyı yapmamak.
12 de yattığınızı varsayalım,sabah uyandınız kahvaltı yapmadan çıkıp günlük hayata başladınız ve ilk öğünü öğlen 12 de yediniz,yani 12 saattir dışardan hiç bir şey girmedi vücuda,vücudumuz bu esnada kas içi glikojeni kullanır ve depolar iyice boşalır,metabolizma yavaşlar ve beyin tedbir almaya başlar,uzun saatler bişey yemediğiniz için yediğiniz ilk öğünden aldığınız bütün kalori depolanır.İşte kilo alma sebebi.
Uzun aralıklarla beslendiğimiz zaman 1)yediğimiz her şey depolanır 2)metabolizma yavaşlar 3)En kötüsü kas içi glikojen depoları boşaldığı için kas hacmi küçülür ve kas gücü azaldığı için metabolizma dahada yavaşlar ve yediğimiz her besin yağa çevrilip özellikle vücudun hareketsiz bölgeleri olan karın ve basen bölgesinde depolanır.

ÇÖZÜM:Kahvaltı mutlaka yapılacak,farklı seçenekleriniz mevcut ,normal beyaz peynir salatalık domates zeytin mutlaka tahıllı ekmek çok yağlı olmayan kaşar peynir mutlaka bir yada iki yumurta haşlanmış olabilir ve çay yerine süt yada taze sıkılmış meyve suyu,neden çay olmaması gerektiğini anlatırsam uzun sürer şimdi ama kısaca çayın içindeki tanin maddesi aldığımız gıdaların içindeki faydalı vitaminlerin sindirilmeden vücuttan atılmasına sebep oluyor.İkinci seçenek kahvaltı gevreği meyveli müsli ve süt karışımı,
iş yerine geldiğimzde eğer kahvaltı yapmadıysak poğça ve çay iklisi ile yaptığımız kahvaltılar direk olarak intahara teşebbüs.İçerdiği trans yağlar sebebi ile lütfen poğça olayına girmeyelim,burda simit bir alternatif olabilir.

Biz yinede kahvaltımızı evimizde yapıp iş yerimize gittiğimizi varsayıyoruz.Kahvaltıdan iki saat sonra kan şekeri düşmeye başlarken hemen kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, fındık, ceviz, badem,diet bir buskuvi veya küçük bir meyveli yoğurt seçeneklerinden iki tanesini seçerek bir ara atıştırması hem düşen kan şekerini düzenleyecek hem de yavaşlamaya başlayan metabolizmayı tekrar harekete geçirecek.

Öğlen vakti yemek saati yine atıştırmadan 2-2.30 saat sonra yapılabilir.
KURAL:Öğle ve akşam yemeklerinde yemeğe salata ile başlanacak.Sebep:Salatanın içindeki gıdalardan alacağımız A,C,D vitaminleri salatanın arkasından yiyeceğimiz ana yemeklerden alacağımız vitaminlerin sindirilmesini sağlar ve bu vitaminler zeytinyağı içerisinde çözüldüğü için salataya zeytinyağı koymak şart ve salatamız ne kadar renkli olursa o kadar iyi olur.
Arkasından çorba terchen bulgur pilavı(beyaz pirinç ne beyaz makarna nişasta içerdiği için tavsiye etmiyorum)et,balık,tavuk olabilir bir sonraki gün bitkisel protein mercimek fasulye nohut olabilir şeklinde menuyu tamamlıyoruz.

Yine akşamüstü atıştırması olarak sabah ki alternatiflerin yanında meyve tercihi olabilir.

Gelelim en önemli kısım olan akşam yemeğine:Geleneksel olarak maalesef akşam yemekleri bir şölen olarak geçiyor,ama artık bu alışkanlığımızı değiştirmemeiz gerekiyor.
KURAL:Akşam yemeği menüsünden karbonhidrat içeren pilav makarna patates tarzı gıdaları kesinlikle çıkarıyoruz.Yine çorba salata istediğimiz kadar balık tavuk hindi yada bitkisel tercihler olabilir.

Burda kırmızı et için bir parantez açmak istiyorum.Kırmızı et D vitamini ile sindirildiği için hava karardıktan sonra kırmızı et yemenin protein açısından bir yararı yok,sindirimide zor olduğundan sabaha kadar midede kalıyor ve posasını atıyoruz.Akşam için balık ve beyaz et daha iyi tercihler.

Şimdi genel bir toparlama yaparsak:

En büyük düşman ŞEKER:damarlarımızı tıkayan aslında kolestrol değil şeker,çünkü vücudun günlük ihtiyacı 120gr bir meyveden bile alabiliyoruz bunun fazlası yağa çevrilip depoya gidiyor.Eğer genetik olarak kolestrolumuz yüksek değilse dışarıdan alacağımız gıdalar bunu yükseltmez.Örneğin ben günde 15-20 arası yumurta tüketiyorum ve kolestrolum normal seviyelerde.

İkinci büyük düşman TUZ:Aslında tam olarak bütün suçu tuza atmamak gerekir,sonuçta vücudun tuzada ihtiyacı var,biz tuzun içindeki sodyum elementini fazla tüketmemeliyiz,vücudumuzda su tutulmasına sebep olduğu için tuz tüketimini azaltmamız şart.Tuzu azaltarak bir iki hafta arasında 2-3 kg verip vücudunuzun sıkılaştığını hissedersiniz.
Vazgeçemiyorsanız Sodyumu azaltılmış tuz kullanabilirsiniz.
ZİNHAR YASAKLAR:Kolalı içecekler:kemiklerin kalsiyum emilimini engellediği için özellikle kemik gelişiminin devam ettiği ve boy uzamasına direk olarak etki ettiğinden 22-23 yaşlarına kadar tüketilmememesi gerekir, pançolar ceetoslar eve sokmayın,şerbetli tatlı tüketimini sıfır noktasına kadar getirmeyelisiniz acil tatlı ihtiyacını bir iki top dondurma ile karşılayabilirsiniz listenin en üst sırasında maalesef en güzel olanlar var, sürülebilen nutella çokokrem tarzı yoğun mısır şurubu içeren gıdalar,unutmayınki.Sütlü tatlılarda yasak grubunda ama biraz daha tolore edilebilir olduğu için çok sık olmamakla birlikte tüketilebilir.

Günde en az 2-2,5 lt su içmek metabolizmanın aktif kalması açısından son derece önemli,eğer çok terleyen biriyseniz günde bir tane maden suyu(yemeklerden sonra değil) içebilirsiniz,ter yoluyla kaybettiğiniz mineralleri geri kazandırır.

Bütün bunların yanına hafta da 3-4 gün ekleyeceğimiz spor ile hedeflere varmak son derece kolaylaşacaktır.iki gün ağırlık iki gün cardio ile ve en önemli şey olan sabırla hedefe ulaşabilirsiniz.Hedef ayda 2kg vermek olmalı daha fazla değil.

Spor yapmak doğru beslenmek,uyku zamanlarını ayarlamak hepsi birer disiplindir.Biri eksik olduğu zaman sonuca ulaşmak zorlaşır,hepsini bir bütün olarak düşünüp ona göre yaşam tarzımızı belirlersek sonuç mutlaka olumlu olacaktır.


3 Şubat 2015 Salı

BEYİNE ve KARACİĞERE ZARAR VEREN ALIŞKANLIKLAR


Bizim için normal gözüken bazı davranışlarımızın  iki hayati organımız olan beynimize  ve karaciğerimize nasıl zarar verdiğine bir bakalım,


1. Kahvaltı etmemek :Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri
seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik
edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.


2 . Aşırı ısınma:Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün
azalmasına yol açar


3. Sigara içmek
:Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.


4. Yüksek şeker tüketimi:Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve
dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.


5. Hava kirlenmesi:Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın
teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde
düşüş yaratır.


6 . Uyku yetersizliği:Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.


7. Uyurken kafayı örtmek:Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.


8. Hastalık sırasında beyni çalıştırmak:Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.


9. Uyarıcı düşüncelerde eksiklik:Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca
ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.


10. Az konuşmak:Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.



KARACİĞER HASARININ NEDENLERİ

 
1. Çok geç uyuma ve çok geç kalkma


2. Sabahları çiş yapmamak


3. Çok fazla yemek.


4. Kahvaltıyı atlamak


5. Çok fazla ilaç tüketmek


6. Çok fazla koruyucu, gıda katkısı, gıda boyası ve yapay tatlandırıcı tüketmek


7. Sağlıksız pişirme yağı tüketmek 

İçinde en iyi pişirme yağı olan zeytinyağı bile olsa, kızartma
yaparken mümkün olduğunca pişirme yağını azaltın. Yorgun olduğunuzda,
eğer vücudunuz formda (zinde) değilse kızarmış gıdalar tüketmeyin.


8. Çiğ (veya fazla pişmiş) gıdaların da tüketilmesi karaciğere ağır yük olur.
Sebzeler çiğ veya 3-5 kısım pişirilerek yenmelidir. Kızarmış sebzeler
bir öğünde bitirilmeli, saklanmamalıdır.

SABAH KAHVALTISININ ÖNEMİ

Sabah kahvaltısı gün içinde en önemli olan öğündür. Bunun pek çok sebebi vardır. Bu nedenle sabah kahvaltısının önemini bir liste ile paylaşalım istedik. İşte, sabah kahvaltısının önemi


Sabah kahvaltısı uyandıktan 1-2 saat içinde yapılmalıdır. Sabahları metobolizmamızı harekete geçirmek için kahvaltı gereklidir. Gün boyunca yakılacak olan enerji için gereklidir. Arabanın benzini olmadan hareket ettiremeyiz, kahvaltıda bu nedenle gereklidir.

Kahvaltı yapmadığınızda hafızanız yavaşlar ve enerji seviyeniz düşer. Gün içinde gerekli olan hafıza ve enerjiyi kazanmak için özellikle protein ağırlıklı kahvaltı yapmak gereklidir.

Kahvaltı yapıldığında metobolizmanız hızlı çalışır. Özellikle kilo vermek veya kilo dengenizi sağlamak istiyorsanız sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalıdır. Bütün diyetlerde hekimler kuvvetli sabah kahvaltısını mutlaka bu nedenle vermektedir.
Kahvaltı gün boyu sizi tok tutmaktadır. Bu nedenle kahvaltı günün en gerekli öğünüdür. Kahvaltı yaparak, gün içinde zararlı atıştırmalıklardan uzak durursunuz.

Sabahları aç kalkmıyorsanız kahvaltı alışkanlığınız yoktur. Bu nedenle sabahları kahvaltı yaparak bu alışkanlığı kazanabilirsiniz.


Kahvaltıda ne yenilmelidir? Kahvaltı yapmak sağlıklıdır fakat çok da abartılmamalıdır. Beyaz peynir, yumurta ve zeytin mutlaka alınmalıdır. Her sabah zeytinyağı tüketmek kolestrol açısından çok faydalıdır.

 Bir adet zeytinin 5 kalori bir dilim beyaz ekmeğin 150 kalori olduğunu düşünürsek,kahvaltıda zeytini rahatlıkla tüketebileceğimizi söyleyebiliriz.


Kahvaltı gevrekleri ve yulaf ezmesi de süt ile karıştırılarak hazırlandığında,kahvaltı için çok zamanı olmayanlara iyi bir seçenek olabilir.